Lorem ipsum dolor sit amet, consectet eiusmod tempor incididunt ut labore e rem ipsum dolor sit amet. sum dolor sit amet, consectet eiusmod.
Mon - Fri: | 8:00 am - 8:00 pm |
Saturday: | 9:00 am - 6:00 pm |
Sunday: | 9:00 am - 6:00 pm |
Safra kesesi, vücutta safra depolayan ve salgılayan bir organdır. Safra kesesi hastalıkları çeşitli sebeplerle ortaya çıkabilir.
Safra sıvısı içindeki kimyasal maddelerin ( kolesterol, kalsiyum bilirubinate ve kalsiyum karbonat gibi ) oranlarının bozulmasından oluşur. Bu taşlar iki türlüdür.
Safra taşı olan kişilerin çoğu ilk etapta hiç bir belirtiyle karşılaşmaz. Taşlar safra kesesi içinde durur. Fakat iltipahlı safra kesesi ( kolesistit ) durumunda bir takım belirtiler söz konusu olabilir. İltihaplı safre kesesinin belirtileri ise şunlardır.
Safra Kesesi Olmadan Yaşayabilir Miyiz?
Evet, safra kesesi olmadan yaşamak mümkündür. Ancak, safra kesesinin çıkarılması bir dizi değişikliğe neden olabilir ve bazı kişilerde sindirim süreçleri üzerinde etkiler yaratabilir. Safra kesesi, vücutta safra depolayan ve salgılayan bir organdır ve özellikle yağlı gıdaların sindirimine yardımcı olur. Safra kesesi olmadan, bu işlevlerde bazı değişiklikler meydana gelebilir.
Safra kesesi ameliyatı, genellikle safra taşları veya safra kesesi iltihabı gibi durumların tedavisi için gerçekleştirilir. Safra kesesi çıkarıldığında, safra doğrudan karaciğerden bağırsağa akar ve sürekli bir şekilde salgılanır, ancak depolanma kapasitesi azalır.
Safra kesesi olmayan bireyler genellikle şu değişiklikleri deneyimleyebilir:
Bu tür değişikliklere rağmen, çoğu insan safra kesesi çıkarıldıktan sonra normal bir yaşam sürer ve bu durum, sindirim sistemi alışıklıklarına ve kişisel sağlık durumuna bağlı olarak değişiklik gösterir. Safra kesesi ameliyatı sonrasında yaşanan belirtilerle ilgili endişeleriniz varsa, bir sağlık profesyoneli ile görüşmeniz önerilir.
Prof. Dr. Hakan T. Yanar İstanbul Üniversitesi İstanbul Tıp Fakültesi Genel Cerrahi Anabilim Dalı
Ptsi - Cuma: | 8:00 am - 6:00 pm |
Cumartesi: | 9:00 am - 12:00 pm |
Copyright 2023 Prof. Dr. Hakan Yanar